17 Ocak 1962'de Kanada'da dünyaya geldi. Asıl adı James Eugene "Jim" Carrey'di. Muhasebeci ve jazz saksafonu çalan babası Percy Carrey ve annesi Kathleen Carrey’in dört çocuğunun en küçüğüydü. Çocukken dışa dönük karakteriyle dikkat çekiyordu ve onu izleyecek herhangi birini bulduğunda show yapmaktan kaçınmıyordu.
Henüz 10 yaşındayken, "The Carol Burnett Show"’da çalışmak için Carol Burnett'e CV hazırlayıp gönderdi. Kolejdeyken, öğretmenleri ona, okulda bulunduğu süre boyunca uslu durması koşuluyla, her gün sonunda birkaç dakikalığına stand up Show yapması için izin verdiler.
Carrey’i ergenlik döneminde zorlu günler bekliyordu. Zira babası işini kaybettiğinde 13 yaşındaydı ve yaşadıkları rahat banliyöden ayrılmak zorunda kaldılar. Anne babası, Titan Wheels adlı fabrikada iş buldular. Ancak ailenin maddi açıdan çektiği sıkıntı sona ermeyince Jim Carrey de onlara yardım etmek için fabrikaya girdi. Okuldan sonra 8 saatlik ağır vardiya düzeniyle çalışan Carrey, oldukça yoruluyordu. İyi bir öğrenci olmasına rağmen, derslerine çok az zaman ayırabiliyordu ve bu Carrey’in eğitim hayatıyla ilgili ödediği bedel oldu. Bu dönemde aile bir Volkswagen camper’de ya da kurdukları çadırda yaşıyordu. Babası için, bir gün nakit olarak kavuşmayı hayal ettiği 20 milyon dolarlık bir çek yazdı. Ancak bundan birkaç sene sonra babasını kaybetti ve yazdığı çeki cenazesinde onun cebine yerleştirdi.
1979 yılında, 17 yaşına geldiğinde, okuldaki eğitimini yarıda bırakıp ve Los Angeles’a taşındı. The Comedy Store'da çalışmaya başladığında emektar komedyen Rodney Dangerfield, Carrey’den çok etkilendi ve sezon boyunca beraber çalışmak istediği için onunla bir kontrat imzaladı. Tüm ilgisini film endüstrisine yönelten Jim Carrey, 1980-1981 sezonu için yeni oyuncular arayan NBC'deki Saturday Night Live Show’da çalışmaya başladı. TV’deki ilk önemli rolü 1982’de, yine bir NBC yapımı olan "The Duck Factory" de oldu. 13 bölüm süren bu dizide başarıyla Skip Tarkenton karakterini canlandıran Carrey, 1984’de bir çocuk programı için teklif aldı.
Oyuncu, film ve dizilerde ufak karakter rollerini canlandırmaya devam ediyordu, ancak kariyerindeki ilk önemli rolü 1985 yapımı Once Bitten filmiyle olacaktı. Arkadaşı ve meslektaşı Damon Wayans’la birlikte Earth Girls are Easy dizisinde 2 uzaylıyı canlandırdılar. Beyaz perdedeki sıra dışı rolleri ustalıkla canlandıran oyuncu çok geçmeden Hollywood’un ilgisini çekmeye başlayacaktı.
1986 yılındaki Peggy Sue Got Married ve 1988’deki The Dead Pool filmlerinden 6 yıl sonra ona ilk box-office deneyimini yaşatan filmi geldi: Ace Ventura: Pet Detective. O dönemde Fox TV’de yayınlanan ve 4 yıl süren Living Colors isimli dizisi henüz sona ermişti. Ace Ventura: Pet Detective, acımasızca eleştirilip, en kötü yeni aktör dalında Carrey’e Golden Raspberry Award adaylığı kazandırsa da iyi gişe yaptı.
Jim Carrey’i dünya çapında şöhrete kavuşturan ve onun Altın Küre Ödülü’ne aday gösterilmesini sağlayan film "The Mask" (Maske) oldu. The Mask’ı, iflah olmaz bir sakarı canlandırdığı ve filmdeki rolü için dişini de kırdırttığı Dumb&Dumber takip etti. Oyunculuğuyla, MTV tarafından en iyi komedi performansı ödülüne layık görüldü.
Ace Ventura: When Nature Calls, The Cable Guy ve Liar Liar gibi komedi filmlerinde oynadıktan sonra, 1998’de, Jim Carrey filmografisinde farklı bir yerde duracak olan The Truman Show’da başroldeydi. İlk defa bir drama filminde rol alan aktör, bu sınavdan alnının akıyla çıktı ve filmdeki rolüyle en iyi erkek oyunca dalında altın küre ödülünü aldı. Film ayrıca 3 dalda oskara aday gösterildi.
Oyunculuk kariyerinde emin adımlarla ilerleyen Carrey, 1999’da ünlü komedyen Andy Kaufman’ı canlandırdığı filmi Man On The Moon’la eleştirmenlerden tam not aldı. 2000 ylında çevirdiği Me, Myself & Irene’in çekimlerinde tanışıp aşık olduğu Renée Zellweger’la nişanlandı ancak çift aynı yılın sonunda ilişki evlilik yolunda giderken ayrılma kararı aldı.
Ardından, How the Grinch Stole Christmas (2000), The Majestic (2001) ve Pecan Pie (2003) filmlerinde oynadı. Yönetmenliğini Tom Shadyac’ın yaptığı, başrollerini Morgan Freeman ve Jennifer Aniston ile paylaştığı gişe başarısı büyük filmi Bruce Almighty’deki rolüyle çok sayıda ödülün sahibi oldu.
2004’te en iyi senaryo dalında oskar ve uluslararası festivallerde toplam 34 ödül kazanan, başrollerde Kate Winslet’la beraber oynadığı yine bir başka dram filmi olan Eternal Sunshine of the Spotless Mind’ı çevirdi. Joel Barish rolüyle beyazperdenin unutulmaz karakterleri arasına giren Carrey, aynı yıl Lemony Snicket's A Series of Unfortunate Events’ta da rol aldı. 2005 yapımı Fun with Dick and Jane’den sonra, yapımı tamamlanmış ancak çıkış tarihi 2007 olarak açıklanmış The Number 23’i çevirdi.
Özel hayatı oldukça fırtınalı geçmiş olan aktör, tek çocuğu Jane Erin Carrey’in annesi Melissa Womer’dan boşandıktan sonra Lauren Holly ile evlenmiş ancak ikinci evliliğinde de mutlu olamamıştır. Halen 2005’te tanıştığı Jenny McCarthy’yle birliktedir. Death metal dinleyen Carrey’nin alternatif rock türünde en sevdiği grup Radiohead’dir. Carrey güreş merakıyla da tanınmaktadır. Başarılı oyuncu halen çekimleri devam eden filmi Horton Hears a Who'la ilgili olarak çalışmaktadır.
(ALINTIDIR)
Biraz uzun ama
:D